9 Eylül 2013 Pazartesi

Sahip çıkmanız gerek..

Bakın bazılarınız sadece okuyorsunuz eğer buraya sahip çıkmazsanız ilgilenmem ve sikik yaşantınıza geri dönersiniz.Sahip çıkın burası sizin için açılmış bir blog.Burayı kapatır ve yaşantıma devam ederim anladın mı amohaa goduğumm?Neyse sakinim.
Bana boktan mail adresleri falan vermek yerine buraya sorunu yazarsın bende cevaplarım.Kimseye özel ilgi yok dalyarraklar..Hepiniz kardeşsiniz..Sikik betalarsınız ama alfa olabilirsiniz bir umut birbirinize saldırıp durmayın amk çocuk gibi..

5 Eylül 2013 Perşembe

Geç kalıyorum...

Belki sizinle ilgilenmiyorum ama umrumda değilsiniz.
Kimsin ki sen basit sikik bir beta..
Arada bir girerim yazımı yazarım ve sonra sizi sikime bile takmam.
Ben bunun için yaratıldım ben alfayım..
Bazı sikik orospu çocukları bana mesaj atıyor neden telkin kullanıyorsun diye..
Sanane ulan göt istediğimi kullanırım hıamına..neyse sakinim.
İsteyen sorusunu sorsun bir daha ki gelişimde cevaplayacağım.
Ve emin olun siz böyle pasif olarak sadece okuma da kaldıkça yazıların süre aralıkları uzayacak..
En sonunda da değişime başlayanları alıp gideceğim sende o patlak orospuların elinde oyuncak olmaya devam edeceksin.
Ömrünün sonuna kadar ebeni sikecekeler ve senin ruhun bile duymayacak..

13 Ağustos 2013 Salı

Bekleyin..

İşim gücüm var yazamıyorum götler,biraz bekleyin sizinle uğraşıp duracak değilim,değişim isteyen şimdiye kadar bana ulaştı zaten..

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Romantik olun.




Sokak lambalarina bağlanmiş sinekler gibiydim işte,Sana mecbur sana çaresiz, ışığımdın böyle gecelerde...Şimdilerde adını anmayi bile unuttuğum ücra bir şehirdeSensizlik denen mutluluğu yaşiyorum, sensizlik denen şehirde...Adını unutmuş olsamda , sensizliği yaşiyor olsamda,Sokak lambasinda ki sinekler gibi yanacağimi bile bile , geleceğim bir gözlerimin vurulduğu gözlerine...

Biraz da romantik olun götler sözler çok etkiler onları..

12 Temmuz 2013 Cuma

Asosyaller...

Asosyal ve eve kapalı sikiğin teki olduğunu biliyorum..
İnkar etme göt sen busun,bu kadar basitsin işte...
Peki onlar ne?O sizi kendine tutsak eden kevaşeler?
Onların size daha çok ihtiyacı var bunu unutmayın..
Sen onlardan üstünsün siktiğimin omegası...
Ve o sikik beta sende bir omega olabilirsin,ama bunun için biraz götünü yırtman gerek...
Sana neden kızların içinde bir hayat vereyim ki?..
Neden?..
Çünkü sende erkeksin ve kızların diğer erkekleri kullanaması ve siktir etmesi benim hoşuma gitmiyor anladın mı sikik orospu çocuğu?
Senin de iyi olmanı istiyorum o siktiğimin kafana sok bunu dalyarrak...
Ya da istediğin bir yerine sok...
Bunlar ağrına gidiyorsa hemen şimdi buradan siktir ol git,bir dakika daha durma..
Eninde sonunda eleneceksin zaten orospu çocuğu,kendini geliştir artık...
O siktiğim göbeğini kaldır ve spora başla..
Kimse seni göbeğin için sevmez...
Kaldır o koca götünü artık..

7 Temmuz 2013 Pazar

Acı zihindedir..


evet dalyarraklar acı zihindedir.
şimdi size anlatacaklarımı bizzat ben denedim ve işe yarıyor.
kendim denemesem anlatmam...
yapıp yapmamanız sikimde değil..Sizde sikimde değilsiniz siktiğimin mongolları..

- gözlerinizi kapatın kevaşeler
- derin ve yavaş nefes alıp verdikçe acınızın dinceğini tekrar edin.
- Nefes alıp verdikçe acım azalıyor ve rahatlıyorum - bunu tekrarlayın
- Rahatım ve huzurluyum mutluyum .. - bunu tekrarlayın
- bunları yaparken kendinizi kasmayın kesinlikle rahat olun...
- acınız dindiğinde çok mutlu olacağınızı hissedin
- acının sözlerinizle birlikçe uçup gittiğini bilin...

.

.
.

evet beyler ben bunları denedim aslında burda anlatımla ne kadar anlarsınız bilemem

ama işe yaradığı kesin.

bide biyo geribesleme diye bi olay var onun üzerinde çalışıyorum yapabilirsem yazacağım

onda ise

• Beyin Aktivitesi 

• Kan Basıncı 
• Kas Tansiyonu 
• Kalp atış hızı

gibi şeyleri kontrol edebiliyorsunuz.

4 Temmuz 2013 Perşembe

Kendini küçümseme..


Çünkü şuan, dikkatim sende...
Ve ben eğer dikkatimi sana verdiysem, dünya üzerindeki en büyük yeteneklerden birisin 
demektir.
Bunu seni gazlamak için söylemiyorum...
Bu, gerçekten başka bir şey değil.
Elbette rezervlerin bulunuyor ; fakat onları işlemediğin sürece, sadece ''Potansiyel'' olarak 
kalırlar ve bu şekilde hayatın geçer.
Onları işleyeceğin ve kullanacağın, sürüyle birlikte olmayı öğreneceğin yer ise ''Kardeşlik''ten 
başka bir şey değil...
Hayatında sevgi bulamamış, sevgiye-saygıya-takdire aç orospu çocukları, kardeşlik'e 
saldıracaklardır ; it gibi katılmak isteyeceklerdir.
Fakat, hayır...
Orada bunların bulunması, mükemmel bir eğlence ve güven içinde bir ortamın olması ; asıl 
amacın bu olduğu anlamına gelmez.
İnsanlar oraya, hayatlarını değiştirmek ve gerçek aileleriyle tanışmak için katılırlar ; birtakım 
testler sonucu...
Beta arkadaşları tarafından dışlanan ve çevresi olmadığı için konuşacak insanlar arayan aciz
orospu çocukları, malesef bu yüce ve yetenekli çırakların arasında sadece basit çöpçü 
balıkları olurlar.
Elbette gün gelecek, liselilikler yapılacak...
Elbette gün gelecek, sıçıp sıvayacağız...
Fakat iş zamanı iş, eğlence zamanı eğlence yapılır.
Öncelikle, yazılarımı onlarca kez oku.
Satır aralarında, yüzlerce kat daha fazla anlam olduğunu asla atlama...
Zeki ve güçlü olan ol, sadık olan ol ve eğitime değer olduğunu kanıtla.
Hayatını en iyi şekilde yaşa, orospu çocuğu...
Çünkü, artık bir ölü adam olmaktan çıkacağın o kutsal yol, tarafımdan önüne serildi. 
(garizmatik bahışlar)

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Betalar..


Beni iyi dinle,bu yazacaklarım çok önemlii...
aslında bunları sana söylemem gerekli mi ?
bunu hak ediyor musun ?
sen kimsin ?
bunları hep düşündüm..
aslında o kadarda önemli değilmiş
bir de kendine sorsana kim olduğunu
evet biliyorum...
aklına hiç birşey gelmedi
kesinlik sana sonunda söyleyeceğim..
şimdi sadece düşün olay nedir ?
ben neden sana bunları yazıyorum ?
bunları bilmemen gerekli aslında ?
bir sürü insanın hayatı değişecek..
özellikle senin evet
bunu benim sözlerim yapacak...
çok merak ettin biliyorum boşuna yazı atlama..
çünkü sorucağım soru yazının içinde..
yazı atlayacak kadar sabırsızsın..
ne o acelen mi var?
ahahhaha :D
süren mi bitecek...
uzatırabilirsin..
bu senin kararın...
belki bu kadar sabırsız birisisin...
bu yazıdan daha önemli birşey olmadığını düşünüyorsun biliyorum...
dostum sen ilgiye açsın..
hiç birşeyi çabalamadan söylemeyeceğim..
bunu biliyosun...
sabırsızzzzz...
seni tanıyorum...
o kadar sabırsızsın ki...
tamam sana ne bildiğim açıklıcam ama
neden bunu okumaya devam ediyosun
daha sana hiç birşey anlatmamama rağmen
okudukça merak ediyosun
ama hala bişi söylemedin ve
seni hala oyalıyorum
şuan 1 paragraftan fazla değersiz
zamanını çaldım
ve bu çok eğlencili bildiklerimi
sende bilseydin keşke
aslında ortada birşey yok
Sadece zamanını çalmak çok eğlenceliydi
ahahah
çok eğlendim.
Dostum sinirlendin biliyorum..
belkide bu kısımları okumuyorsun
ahahah
sikimde değilsin orospu çocuğu..
ama sen bu kadarsın
sadece zamanı çalınıp
eğlenilcek birisin
ahahah
bunu yüzüne karşı söylediklerim..
çıkışa gel diyolar..
çok gülüyorum..
sana nasıl bir hayat yaşayacağını özetliyim istersen...
ilkokul derslerle geçireceksin
lisede kızların peşinde koşup
kızlar yüzünden ağlıyacaksın
üniversite okusanda sikim sonik bile olmayan bir işte çalışacaksın
yetişkinlik dönemine geldiğinde arkadaşlarınla edeceğin muhabbet
emeklilik gününe az kaldı...
devlet kötüye gidiyor...
gibi değişmeyen boş konular olucak..
ahahahah...
sen sistemin kölesi olacaksın dostum..
kimse seni siklemeyecek
hayattan nefret edeceksin...
tek yararın intihar etmediğin sürece
karbon döngüsüne olacak...
ahaahhaha
eziksin dostum..
düşün...
hiç düşünmedin şimdiye kadar 
çünkü o siktiğim kafanın içindeki 
beynin bunları düşünmemen için programlandı
istersen okuma şimdi kuyruğunu sıkıştır siktir ol git ve o kevaşe dişilerin seni biraz daha sikmesine izin ver?
zorlanabilirsin....
kendini kaybetme sakın...
düşün şuana kadar ne yaptın ?
yaptıklarının sana yararı oldumu ?
heh orospu çocuğu ?
bişi bulamadın di mi ?
ahahhaa
bende öyle tahmin ettim 
hayatında hep imrendiğin..
kıskandığın kişiler olacak...
o benim
ve benim kardeşlerim...
hep bizim gibi olmak isteyeceksin
taklit edeceksin ama...
beta olmaktan öte olamayacaksın..
hep birinin peşinde gezen köle olacaksın..
kızlar seni istemediği için kendini suçlayacaksın..
intihar etmeyi bile düşüneceksin..
intihar etme sakın!!!
senin gibiler olmazsa
eğlenilecek insan bulamayız...
ahahahah 
okumaya devam ediyorsun biliyorum..
sonunda saçma diyip
kendini avutacağınıda biliyorum..
gerçeklerden kaçıyorsun...
kendinden kaçıyorsun...
sahte şeyler mutlu oluyorsun... 
evet...
doğruyu söylüyorum dostum..
sırf beğeni almak için
fotoğraf çekindiğini bile söyleyebilirim
ahahahha...
yazık size...
siz eğlenilmek için yaratılmış
acizlersiniz..
ben mi ?
beni boş ver ben eğlenceme bakarım..
sizinle eğlenir yoluma devam ederim...
burada yaptığım gibi
Hiç biriniz umrumda değilsiniz 
sizin hayatınızı değiştirmek için 
kıçımı yırtacak da değilim
isteyen bir şeyler alır 
alfa olma yolunda adım atar
istemeyen de beta olup 
hiçbir zaman siklenmemeye mahkum olur..
Kimse sizi siklemiyor etrafınıza bakın 
senin fikirlerin kimse için önemli değil
neden çünkü sen sikik bir betasın 
daha fazlası değil..

10 Haziran 2013 Pazartesi

Devam..


Kızlar kendilerini güldüren erkeklerden hoşlanmazlar hoşlandıkları erkeklere gülerler... 

Sevdikleri erkekler dışında tüm erkeklerle çok rahat konuşurlar. 

bir kız bir erkeği elde etmek istiyorsa mutlaka elde eder. dikkatli olun nefsinize hakim olun. 
Kızlar sevdikleri erkeklerle çok konuşmazlar. Sadece onları uzaktan kontrol ederler. 

kizlar yakin olduklari her erkekle sevgili olmaya calismazlar. onlar icin uzaktaki her zaman daha caziptir. 

Beklentileri olsun, beklentilerini karşılayacak olursanız zaten bitersiniz. 

 Sevdiklerine gözü kapalı inanmaya programlanmış bir halleri vardır çoğunun. 

Kızlar acisindan bakarsak hicbir zaman baba sevgisi gormemislerdir ve bunu cok cok iyi kullanirlar, en onemlisi gerektiginde aile durumunu cok iyi kullaniyorlar

Kadınlar maymunlara benzer yeni bir dalı tutmadan önce ellerindeki dalı bırakmazlar  

Kızların erkekler kadar cinsellik düşündükleri bir gerçek ama aradaki en büyük fark kendilerine hakim olabilmeleri.

bir kız uzun bir cümle kullanırsa ve cümlenin ortasında '' Ama '' varsa amadan öncesinin asla önemi yoktur. örn; kamil seni o kadar çok seviyorum ki anlatamam AMA biz arkadaşız 

*** Her sorulari birer sözleşmedir . Asla unutmazlar. Zamanı gelince dediklerinizi bir koz olarak kullanırlar ve siz coktan kuklaya dönmüşsünüzdür. 

*** Onlari ne kadar umursarsanız onlarda sizi o kadar umursamamaya başlar 

*** Bir kızın size kendini kanıtlamaya çalişmasi için dolaylı yoldan iltifat-hakaret edin . Bu onu size çekicektir  

*** TAnımadiginiz bir kıza 3 saniyeden fazla bakarsanız , siz onun için artik bir abazasınız  

*** Kızla konusurken surekli gözünün içine bakın , ama o konusurken 3 saniyede bir ona olan odaginizi degistirin 

kızlar cinsel ilişkide hazzı duygusal olarak, erkekler fiziksel olarak alır. 

bir kızın en nefret ettiği duygu kendini bir fahişe gibi hissetmesidir.

bir kızı kaybetmek istemiyorsanız onu doyuma ulaştırmayın. 

özgüvensiz erkekler, kızların gözünde birer hayalettir. 

bir kızı etkilemek istiyorsanız ona bir buket çiçek yerine bir tutam acı verin. 

Kızlar sizin attığınız mesajlara GEÇ cevap veriyorsa, olumlu yada olumsuz kesin bir şey vardır.Geç kalmayın,içinizden geçeni karşınızdakine söyleyin bence. 

Sizin yanınızda başka erkeklerle yakın muhabbet kurarak sizi çıldırtırlar ve bundan çok haz alırlar. 

Eğer sizden hoşlanıyorsa sizi görmemezlikten gelme umursamaz tavır takınıyorsa bilinki sizden hoşlanıyor veya etkilenmiş bunu belli etmemeye çalışıyor. 

Arkanızı iyi kollayın kızlar erkeklerin popolarına çok bakarlar yuvarlak ve şekilli bir poponuz varsa kızın hayallerini süslüyorsunuz demektir. 

6 Haziran 2013 Perşembe

Kızlar Hakkında Bunları Biliyor musunuz?


1- kızların ağlaması yaptıları hatayı ört-bas etmek için en iyi kullanılan yöntemlerden biridir. 
2- kızların size çocuk nasıl yapılır diye sorması sizinle dalga geçtiğinin kanıtıdır. aslında altında çok farklı şeyler yatar. 
3- sizden hoşlanan kız sizden gözlerini kaçırır. 
4- aslında siz kızları iki güzel söze kanan salaklar olarak değerlendiriyorsunuz ama onlar bilinçaltınızdan tutun da kişiliğinizin en kuytu köşelerine kadar öğrenmek için bekliyor. 
5- siz konuştukça yürüdükçe davranızlarınızla sizi analiz ediyorlar. 
6- kendi aralarında erkekler hakkında adeta beyin fırtınası yaparak hatalarını değerlendirir, yeni düşünce paylaşarak erkeği ele almaya çabalarlar. 
7- siz kızdan dediğimi yapsın diye beklentiye girerken o kendime daha iyi hakim olursam onu elimde tutabilirim diye düşünür. 
8- sizin ona aşık olduğunuzu sezdiği an bittiğiniz andır. sizi istediği gibi yönlendirebilir. 
9- kendinden büyük erkeklerle beraber olmalarının asıl sebebi kızların daha erken olgunlaşması veya para. gerek zihinsel gerek fiziksel. 
10- yirmi yaşından sonra kızların maddesel düşündüğü yani parası olan erkekle beraber olma oranı yüzde 50 den çok çok fazladır. 
11- kızlar reddetmeyi severler. acaba benim için peşimden gelecek mi gelmeyecek mi diye düşünürler. 
12- bekletmeyi severler. bu da sizi ele alma konusundaki bilinçaltı hareketlerinden biridir. 
13- siz şikayet etsenizde her yere kadınlık ihtiyaçları için yanında çantasıyla giderler. çünkü sizin hoşunuza gideceğini onun bir kadın olduğunu düşünmenizi isterler. 
14- her insanda saygınlık duygusu ağır bastığı için. onun özel olduğunu hissettirmenizi isterler. iltifatlar vs işte. 
15- sizin sevginizi çeşitli oyunlarla sorgularlar. bi an boşluğunuza geldiğinde eğer ki aldatıyorsanız işgillenir. ve öğrenene kadar bu işin peşini asla bırakmaz.

TO BE CONTINUED

SEVDA DEDİĞİNİ

Sevda dediğini...
Yok bir hamal...
Sırtında taşıyan... 
Oysa ağır, oysa şekilsiz ve yavan...
Mehtap dediğini...
Yok bir hayal...
Anında yaşatan..
Oysa soğuk ay ışığı, parlak ve ışıldayan...
İçki dediğini....
Yok bir saki...
Kendine de dolduran...
Oysa ortak o dertlere, oysa unutturan...
Deniz dediğini...
Yok bir kaptan, kendine saklayan...
Oysa dert dinler , oysa paylaşan...
Ömür dediğini..
Yok bir İnsan, doyasıya yaşayan...
Oysa sahtedir olabildiğince, oysa koca bir yalan...

Hiç kurşunkalemle aramızda benzerlikler olabileceğini düşündünüz mü? "Nasıl?" dediğinizi duyar gibiyim. İşte açıklaması: *Kurşunkalem gibiyiz, hatalarımız düzeltilebilirse de izlerini tümüyle yok edemeyiz. Geçmişi değiştiremeyiz ama düzeltme yoluna gidebiliriz. *Kurşunkalem gibiyiz, acılarımız bizim kalem açacağımızdır. Yaşadığımız zorluklar kişiliğimizin biçimlenmesine yardımcı olurlar. *Kurşunkalem gibiyiz, birisinin elimizden tutmasına izin verirsek çok şey yapabiliriz. *Kurşunkalem gibiyiz, her fırsatta izimizi bırakabiliriz. Yaşamda var oluş nedenimiz budur, izimizi bırakmak. Belki küçük bir yolda, belki birlikte olduğumuz insanlarda, belki yetiştirdiğimiz insanlarda, ama kesinlikle arkamızda iz bırakmaya çabalamalıyız. *Kurşunkalem gibiyiz, içimizde ne olduğu önemlidir. Anlayış ya da hoşgörüsüzlük, sevgi ya da şiddet, barış ya da huzursuzluk, nezaket ya da benmerkezcilik, umut ya da umutsuzluk, yüreklilik ya da korku, önemli olan içimizde ne olduğudur. 
Şimdi yazı yazmak için elinize bir kurşunkalem aldığınızda, bir an için durun ve bu küçük yazı aracını düşünün. O, bize yaşam hakkında kimi önemli dersler öğretmektedir.

29 Mayıs 2013 Çarşamba

Arada bir termometrelere bakıp suyumuz ne kadar ısınmış görmemiz lazım!




Hatırlat da Haziranın Sonlarında Çocukluğumu Yakalım


Sen beni öpersen belki de ben Fransız olurum
Şehre inerim bir sinema yağmura çalar
Otomobil icad olunur, Zarifoğlu ölür
Dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.

-Senegalliler dahil değil


Sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır

Çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
O vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
Hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin

-Yoksa seni rahatsız mı ettim?


Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur

Ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
Elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
Elbette gayet rasyoneldir attan atlamak

-Freud diye bir şey yoktur.


Sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim

Belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
Bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
Yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.

-Haydi iç de çay koyayım.

Kıskanmak Ve İçimizdeki Bıçak



Bıçağı saplayan çıkarsın isteriz. Kuşkunun yada kaybetme endişesinin hançerini kim içimize sapladıysa, onu oradan çıkarma ve yaramızı iyi etme kudreti de yalnızca ondadır çünkü.

İçimize yerleştiği andan itibaren sivri pençeli bir kuş gibi bizi didikleyen kıskançlığı, insanoğlunun en çözümsüz dertlerinden biri aline getiren de, çareyi o kara kuşu içimize yerleştirip bizi çaresiz bırakanda aramak zorunda kalmamızdır. O kara kuş sanki boynuna takılı gizli bir iple onu oraya yerleştiren sahibine bağlıdır, o uzaklaştığında kuşun pençeleri dahada keskinleşir, gagası değdiği her yeri dağlayan zehirli bir diken gibidaha derina batar ; sahibine yaklaştıkça vahşeti azalır. Ve biz acımızı hafifletebilmek için o kara kuşun sahibinin peşinden sürüklenir gideriz. Bütün istediğimiz kuşun sahibine kimsenin dokunmaması, onun kimeye yaklaşmamasıdır. O birinden hoşlandığında veya dokunduğu zaman içimizdeki bıçak kımıldar, kuş canavarlaşır.


Şeytanın yarattığı bir gökkuşağı gibidir kıskançlık. İçinde siyahtan mora doğru her türlü karanlık rengin kıpraştırdığı bir gökkuşağı; sevdiğin tarafından sevilmediğin endişesinin yarattığı keder, istediğine dokunamamanın getirdiği huzursuzluk yalnızlık duygusu, beğenilmediğine inanmanın yarattığı aşağılanma, bir başkasının sana tercih edildiğini düşünmenin getirdiği eziklik ve öfke, alay edilme korkusu, benliğine olan güvenini kaybetme sonucunda kendini değersiz görme, bir başkasının beğenisine muhtaç olduğunu hissetmenin zavallılığı. Bütün bu karanlık, bu yok edici duygular demirden bir kapak gibi kapanır üstüne. Kendini tutsak, kıskandığını özgür görürsün... Sen kımıldayamazken onun her an başka biriyle oynaştığını hayal edersin. Şüphelerin bilenir. Hayaller uydurursun. Belki de kendini çok aşağılanmış bulduğundan, kendinden intikam almak ister gibi, canını en çok yakacak hayalleri yaratırsın zihninde, onun bir başkasıyla nasıl seviştiğini, neler fısıldadığını, neler yaptığını en ince ayrıntısına kadar canlandırırsın aklında. İyi haberlere inanmakta güçlük çekersin, kötü haberlere ise inanmaya hemen hazırsındır.


Kıskançlık başladıktan sonra kuşku keskin güçleriyle öyle bir kemirirki içini, içinde herhangi bir şeye inanabilecek sağlam tek bir yapı bile kalmaz, uçurumlarla dolar zihnin, inanmak istediğin, inanmaktan duyacağın her haber, her bakış, her söz, her gülümseme, aynı kuyruklu yıldızlar gibi , bir anlık ışıkla parladıktan sonra o uçurumlara doğru kayıp yok olur. Ne gariptir, seni sevindiren o gülümseyişi görüp o sözü duyduktan sonra, o bir anlık sevinci yaşayıp da ardından kaybedince kuşkuların eksileceğine dahada artar, o gülümseyişin seni aldatmak için olduğunu düşünürsün, bu sefer kuşkularına düşmanlık karışır. Ve bir insanın birini hem sevip hem de ona düşmanlık duyması kadar zor bir duygu ikiliği, inanın az bulunur.


Bu hal, bıçağın artık iyice saplandığı, kuşun kanatlarını açarak çılgınca çırpındığı bir andır. Bıçağı sokanın bile acıyı yatıştırmakta zorlanacağı bir hal. Yine onun peşindesindir, onun yanında olmak, onu görmek, onun bir başkasına dokunmadığından emin olmak istersin ama, ama artık acı sahibinden bile kopmuş, bozulmuş bir ordu gibi denetimden çıkmıştır. Kıskandığın her kıpırdandığında bıçak derine girer kuş canavarlaşır. Acıyı iliklerine kadar hissedersin. Bu acıdan kurulmak için ölmeyi ve öldürmeyi bile düşünürsün. Othello, böyle bir durumdayken karısının değil de düşamanının sözlerine inanır, o iri ve siyah elleriyle okşamaya kıyamadığı o beyaz boynu sıkar.


Shekespeare, bir insanın içinde sevdiğinden kuşkulanmak için ekilecek kötü tohum bekleyen uğursuz bir toprak olduğunu anlatır piyesinde. O tohumun nasıl büyüdüğünü, kıskançlığın her duygudan daha büyük ve daha geniş bir ağaç haline gelip bütün duyguları gölgesiyle örtebileceğini gösterir. Artık her baktığında, eskiden sevgiyi, neşeyi, sevinci gördüğün yerlerde ihaneti ve aşağılanmayı görürsün. Birisini istemenin ağır bir zincir gibi bütün ruhuna dolandığını, seni güçsüzleştirdiğini, seni senden çaldığını hissedersin. Bir yandan zinciri biraz gevşetsin, bıçağını biraz çeksin diye yalvarır, bir yandan da seni yakıştıracak her sözü kıskandıracak bir tuzak gibi görürsün. Çırpınmaya başlarsın. Acıklı ve zavallı bir çırpınıştır bu. Sesin değişir, bakışların değişir, konuşman değişir. Daha önceleri seni güldüren bir şaka şmdi yaralayan bir alay olarak çarpar kulaklarına. Öfkelenirsin, kabalaşırsın; çaresizliğin acıklı çirkinliğ yerleşir davranışlarına. Sevilecek yanlarını kaybedersin. Artık iyileşmek bile değildir istediğin, zaten iyileşbileceğine olan inancını da elden kaçırmışsındır, istediğin kıskandığının canını acıtmak, onu cezalandırmak, senin çektiğini onunda çekmesini sağlamaktır. Ama bunu pek başaramassın... Onun ne canını yakmayı başarabilirsin, ne onu güldürmeyi başarabilirsin. Sıkılır ve sıkarsın... Acı dayanılmaz hale geldiğinde, bir gün kendini aniden kurtulmuş, özgürleşmiş, iyileşmiş hissedersin; yalancı bir duygudur bu, sevinçle sarılırsın ama, ama aynı kabuslarda olduğu gibi sarıldığın o sevincin kısa bir sürede ellerinin arasında bir kedere dönüştüğünü farkedersin. Bu kısa sevincin ardından gelen sarsıntı ise büyük bir şaşkınlık yaratır. Ama bu sarsıntı iyileşmenin ilk işaretidir. Altında ezildiğin, seni sen yapan ve ruhsal mimarini ayakta tutan bütün sutunları birer birer kırıp çökerten o acılara, şüphelere, aşağılanmalara daha fazla dayanamayan varlığın, neredeyse senden bağımsız bir şekilde hayvansı bir içgüdüyle kurtulmak için silkinmeye başlamıştır.


Kurtuluş anları daha sık yaşanır olur. Ancak kıskançlıktan ve acıdan kurtulurken sevgidende kurtulduğunu, sevdiğine duyduğun sevginin azaldığını başladığını hissedersin ki, buda başka bir acı yaratır, çünkü insan birini severken onu sevmekten vazgeçme ihtimalini düşünmeye bile tahamül edemez. Üstelik ortada kapanmamış bir hesap vardır. Sen acı çekmişsindir; sevdiğini sevmekten, kıskandığını kıskanmaktan vazgeçtiğinde çektiğin acının intikamındanda vazgeçeceksin demektir. Hayat gariptir, kıskançlık yeni başladığında cılgınca kurtulmak ve sevmekten vazgeçmek istediğinde değil de, kurtulma duygusunun seni üzdüğü, vazgeçmek ihtimalinin seni tedirgin ettiğinde vazgeçmeye başlarsın. Bir mecare bitmektedir.


Bir zaman sonra tümüyle kurtulur ve özgürleşirsin. Ama bir vakitler köle olduğunu gösteren o damga vurulmuştur ruhuna. Sapı kırık bir bıçak, ölü bir kuş iskeleti kalır içinde. Bıçağı sokan çıkarır çünkü; o çıkarmadıkça, keskinliğini kaybetmişte olsa o bıcak orada durur. Bazı sabahlar için titreyerek, özleyerek, özlemle ve kederle uaynırsın; o bıçağın ruhuna saplandığı anki ateşi hissedersin içinde ama o ateş yüzünde tuhaf bir gülümseme bırakarak çabuk söner. Bıçağı sokanın çıkarmadığı, kapanmamış bir hesabı taşıdığını hatırlarsın sadece...